İran’dan Atom Enerjisi Ajansı Kararı

İran, İsrail ve ABD’nin saldırılarını meşrulaştırmakla ve İsrail adına casuslukla suçladığı Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Başkanı Rafael Mariano Grossi’nin bundan sonra ülkeye girişine izin verilmeyeceğini duyurdu.

İranlı yetkililer, İsrail ve ABD’nin ülke içindeki nükleer tesislere yönelik saldırılarını kınamayan ve saldırıları meşrulaştırmakla suçladıkları Grossi’yi, Tel Aviv yönetiminin eylemlerine destek vermek ve İran’ın ulusal güvenliğine karşı ağır ihanetlerde bulunmakla suçlamaya devam ediyor.

İran lideri Ayetullah Ali Hamaney’in Başdanışmanı ve eski Meclis Başkanı Ali Laricani, X hesabından paylaştığı mesajında, “Savaş bitince Grossi’nin hesabını göreceğiz” ifadelerini kullandı.

Daha sonra İran Meclisi’nde 25 Haziran’da “İsrail ve Amerika Birleşik Devletleri’nin son saldırılarına ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın bu saldırıları kınamamasına karşı Ajans ile tüm iş birliğini askıya almasını zorunlu kılan” yasa tasarısını ezici bir çoğunlukla onayladı.

Yasa tasarısı, 290 kişilik mecliste 221’e karşı 0 oyla, kabul edildi.

Yeni yasaya göre ülkeye hiçbir UAEA denetçisi giremeyecek

İran’da Meclisten çıkarılan yasaları onay makamı Anayasayı Koruyucular Konseyi de 26 Haziran’da Meclis’te kabul edilen yasayı onayladı. Buna göre, hükümet, UAEA ile işbirliğini durdurmak zorunda kaldı.

Yasaya göre, ülkeye hiçbir UAEA denetçisinin girişi artık mümkün olmayacak, ajansa nükleer faaliyetlere ilişkin herhangi bir rapor sunulması da tamamen yasaklandı.

Hükümetin, özellikle İranlı üst düzey yetkililer tarafından “casus” olarak nitelendirilen UAEA Başkanı Grossi ile herhangi bir iş birliği yapması da yasayla engellendi.

Yasa, 1969 Viyana Sözleşmesi’nin 60. maddesi uyarınca iki koşul sağlanana kadar yürürlükte kalacak.

Bunlardan biri “Güvenlik Güvencesi” buna göre, İran’ın egemenliği, toprak bütünlüğü, nükleer tesisleri ve bilim insanlarının güvenliği uluslararası güvence altına alınmalı.

Diğeri de “Hak Güvencesi”: İran’ın NPT’nin 4. maddesi kapsamındaki uranyum zenginleştirme hakkına tam saygı gösterilmeli.

Bu koşulların sağlandığı yalnızca İran Atom Enerjisi Kurumu raporu ve Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi onayıyla resmiyet kazanacak. Hükümet, her üç ayda bir meclise ve Konsey’e bu süreçle ilgili rapor sunmakla yükümlü olacak.

İran Meclisi Başkan Yardımcısı Hamid Rıza Hacı Babaei, İran’ın kararının, İsrail rejiminden elde edilen belgelerde hassas tesis verilerinin bulunmasından kaynaklandığını söyledi.

Ayetullah Beheşti ve yargı yetkililerinin şehit edilmesinin onuruna düzenlenen bir törende konuşan Obama, “Son 12 günlük savaş, ABD’nin İran ulusuna karşı 47 yıldır sürdürdüğü düşmanlıkların bir devamı niteliğindedir. Bu düşmanlığın özü füzeler veya nükleer programla ilgili değil, İran halkıyla ilgilidir.” dedi.

“ABD, 7 bin yıllık bir medeniyete sahip, bölgede Amerikan hakimiyetine izin vermeyecek 90 milyonluk bir milletten korkuyor.”

Hacı Babaei, İran’ın silahlı kuvvetlerini ve İslam Devrimi Lideri’nin stratejik liderliğini överek, “Sonunda, son direnişi yapan (İran) halkı oldu. Düşman ne kadar tırmanırsa, halk o kadar güçlü karşılık verecektir.” dedi.

Savaşın ilk günlerine atıfta bulunarak, düşmanın İran’ın komutanlarına yönetimi istikrarsızlaştırmak için suikast düzenlemeye çalıştığını söyledi – sadece 28 Haziran 1981’de Ayatullah Beheshti ve yargı yetkililerini öldürdüklerinde ve daha sonra Başkan Rajaei’ye suikast düzenledikleri.

“Düşman İran’ın yönetilemeyeceğine ve parçalanması gerektiğine inanıyor. Etnik gerginlikleri körükleme amacındalar ve İran nüfusunun yüzde 70’inin kendileriyle aynı tarafta olacağını yanlış bir şekilde varsaydılar,” diye sonlandırdı.

Siyonist rejim 13 Haziran’da İran’a karşı bir saldırı savaşı başlatıp, 12 gün boyunca İran’ın askeri, nükleer ve yerleşim bölgelerini vururken, ABD devreye girerek 22 Haziran’da İran’ın Natanz, Fordow ve İsfahan kentlerindeki üç nükleer tesise askeri saldırı düzenledi.

İran askeri güçleri saldırıdan hemen sonra güçlü karşı saldırılar gerçekleştirdi. İslam Devrim Muhafızları Kolordusu Hava-Uzay Kuvvetleri, işgal altındaki topraklardaki şehirlere ağır kayıplar verdiren Operasyon True Promise III’ün bir parçası olarak Siyonist rejime karşı 22 dalga misilleme füze saldırısı gerçekleştirdi.

Başa dön tuşu