ABD Suriye’yi İsrail’le güvenlik anlaşması imzalamaya zorluyor

Suleiman Al-Khalidi | Reuters | Tercüme: Mepa News
Reuters’in aktardığına göre görüşmeler hakkında bilgi sahibi kaynaklar, Suriye’nin ABD’nin baskısı altında İsrail’le bir güvenlik anlaşması için görüşmeleri hızlandırdığını söyledi.
Anlaşmayla Şam, İsrail’in 8 Aralık 2024 sonrası işgal ettiği topraklardan çekilmesini umuyor.
Söz konusu güvenlik anlaşması İsrail’le tam bir barış anlaşması olmanın çok uzağında.
Reuters’a konuşan dört kaynağa göre Washington, dünya liderlerinin bu ayın sonunda BM Genel Kurulu için New York’ta toplanacağı zamana kadar yeterli ilerlemenin kaydedilmesi ve Başkan Donald Trump’ın bir gelişme ilan edebilmesi için bastırıyor.
Kaynaklar küçük bir anlaşmanın bile büyük bir başarı olacağını belirtiyor.
Reuters, aralarında Suriyeli askeri ve siyasi yetkililer, iki istihbarat kaynağı ve bir İsrailli yetkilinin de bulunduğu, müzakereler ve İsrail’in Suriye’nin güneyindeki operasyonları hakkında bilgi sahibi dokuz kaynakla konuştu.
Bu kaynaklar Suriye’nin önerisinin İsrail askerlerinin son aylarda işgal ettiği topraklardan çekilmesini sağlamayı, 1974 anlaşmasında kararlaştırılan askerden arındırılmış tampon bölgeyi yeniden tesis etmeyi ve İsrail’in Suriye’ye yönelik hava saldırıları ile kara operasyonlarını durdurmayı amaçladığını belirtti.
Kaynaklar görüşmelerde İsrail’in 1967 savaşında ele geçirdiği Golan Tepeleri’nin statüsünün ele alınmadığını söyledi. Şam’ın tutumunu bilen Suriyeli bir kaynak ise bu konunun “geleceğe” bırakılacağını ifade etti.
İki ülke, dönemsel ateşkeslere rağmen 1948’de İsrail’in kurulmasından bu yana teknik olarak savaş halinde ve Suriye İsrail’i tanımıyor.
İsrail, Suriye sınırındaki askerden arındırılmış bölgeye yönelik aylarca ihlaller gerçekleştirdikten sonra Beşar Esed’in devrildiği 8 Aralık’ta bu bölgeyi fiilen işgal etti. İsrail işgalle birlikte 1974’te imzalanan Kuvvetlerin Ayrıştırılması Anlaşması’ndan da çekildiğini duyurdu.
Kaynaklar, İsrail’in kapalı kapılar ardında yapılan görüşmelerde bu kazanımlardan vazgeçme konusunda isteksiz davrandığını belirtiyor.
ABD Başkanı Trump’ın kendisini “Orta Doğu diplomasisinde büyük bir başarının mimarı” olarak sunmak istediğini söyleyen İsrailli bir güvenlik kaynağı, “ABD, Suriye’ye bir güvenlik anlaşmasını hızlandırması için baskı yapıyor, bu Trump için kişisel bir mesele” dedi.
Ancak söz konusu kaynak “İsrail fazla bir şey sunmuyor” dedi.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve müzakereleri yürüten Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer’in ofisleri bu konuyla ilgili sorulara yanıt vermedi.
Bir Dışişleri Bakanlığı yetkilisi Washington’un “İsrail, Suriye ve komşuları arasında kalıcı istikrar ve barış getirecek her türlü çabayı desteklemeye devam ettiğini” söyledi. Yetkili, ABD’nin Genel Kurul sırasında bir atılım açıklamak isteyip istemediğine ilişkin sorulara yanıt vermedi.
Görüşmelerdeki güven eksikliği
İsrail, Suriye Devlet Başkanı Ahmed Şara’nın eski bağlantılarına işaret ederek Suriye’nin yeni yönetimine düşmanlığını dile getiriyor ve ülkenin zayıf ve merkezi olmayan bir yapıda kalması için Washington’da lobi yaptı.
Ancak ABD, Trump’ın ilk yönetimi döneminde İbrahim Anlaşmaları kapsamında İsrail ile barış anlaşmaları imzalayan ülkeleri genişletmek için görüşmeleri teşvik etti.
İlk temaslar Şara’nın Nisan ayında İsrail ile ilişkileri olan BAE’ye yaptığı ziyaretin ardından Abu Dabi’de başladı. İki taraf daha sonra Temmuz ayında Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de bir araya geldi.
Günler sonra Suriye hükümeti güçlerinin Bedevi kabileler ve Dürzi milisler arasındaki çatışmaları bastırmak için güneydeki Suveyda vilayetine konuşlanmasıyla görüşmeler sekteye uğradı. İsrail bu konuşlanmanın “askerden arındırılmış bölge” uygulamasını ihlal ettiğini söyledi ve Şam’daki Savunma Bakanlığını bombaladı.
Ahmed Şara ise İsrail’i Suriye’nin güneyine müdahale etmek için bahane aramakla suçladı.
ABD’nin arabuluculuğunda sağlanan ateşkes şiddeti sona erdirdi ve bir ay sonra Paris’te ikili müzakereler yeniden başladı. Suriye ilk kez uzun süredir düşman olduğu ülkeyle doğrudan görüşmeler yaptığını kabul etti.
Ancak iki Suriyeli kaynağa ve Batılı bir diplomata göre odadaki atmosfer gergindi ve iki taraf arasında güven eksikliği vardı.
Müzakereciler, İsrail’in Mısır’la yaptığı ve 1980’de ilişkilerin normalleşmesinin yolunu açan anlaşmaları örnek alan aşamalı bir süreç izliyorlar. Bu anlaşma 1967 savaşında İsrail tarafından ele geçirilen Sina Yarımadası’nın Mısır’a iadesini içeriyordu.
Görüşmeler hakkında bilgi sahibi altı kaynak İsrail’in, Trump’ın ilk döneminde tek taraflı olarak İsrail toprağı olarak tanıdığı Golan Tepeleri’nin uzun vadede bile iade etmek istemeyeceğini belirtiyor.
İsrailli yetkili bunun yerine İsrail’in ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack’a, Şara’nın Golan’dan vazgeçmesi karşılığında Suriye’nin güneyinden çekilebileceği önerisini sunduğunu söyledi.
Yetkili, “Amerikalılar aracılığıyla aldığımız duyumlar bunun mümkün olmadığını gösteriyor” dedi.
Netanyahu’nun ofisi, Dermer’in ofisi ve ABD Dışişleri Bakanlığı takas önerisiyle ilgili sorulara yanıt vermedi.
Reuters’a konuşan Suriyeli bir yetkili, Şara’nın “Golan konusunda verilecek herhangi bir tavizin kendi iktidarının sonu anlamına geleceğini” ifade ettiğini ve Barrack’a güvenlik anlaşmasının 1974 sınırlarına sabitlenmesi gerektiğini söylediğini aktardı.
Batılı bir istihbarat yetkilisi, İsrailli yetkili ve Suriyeli kaynağa göre Şara Washington’u memnun etmek için İsrail’le görüşmeleri hızlandırmaya istekli olsa da temkinli davranmaya devam ediyor.
Ahmed Şara, Barrack’a geniş kapsamlı bir barış anlaşması için koşulların henüz olgunlaşmadığını söyledi.
Suriyeli yetkili “Temel güven unsurları henüz oluşmuş değil” dedi.
Reuters’a konuşan üst düzey bir ABD yönetimi yetkilisi Trump’ın Mayıs ayında Riyad’da Şara ile görüştüğünde “Suriye’nin İsrail ve komşularıyla barış ve normalleşme yönünde çalışmasını beklediğini” açıkça ifade ettiğini söyledi.
Yetkili, “Yönetim o zamandan beri bu pozisyonu aktif olarak destekledi” dedi ve ekledi: “Başkan tüm Orta Doğu’da barış istiyor.”
Şara için zor bir yol
Sahadaki gerçekler Suriye liderinin seçeneklerini kısıtlıyor.
Yetkililer, bir yandan İsrail’in saldırıları ve Dürzilere verdiği desteğin Suriye kamuoyunu herhangi bir anlaşmaya karşı sertleştirdiğini, bunun da Şara’yı zorlayan bir faktör olduğunu söylüyor.
Öte yandan İsrail’in Suriye’deki toprak gaspları Şam için bir tehdit oluşturuyor ve bu da gerilimi azaltıcı bir anlaşmayı Şara için daha da önemli hale getiriyor.
İsrail sınırı yakınlarında görev yapan ve adının açıklanmasını istemeyen Suriyeli bir askeri yetkili, Suriye ordusunun güneydeki devriyelerinin, düzenli olarak köyleri basan ve kapı kapı dolaşarak evlerden bilgi toplayan ve silah arayan İsrail askerleriyle karşı karşıya gelmekten kaçındığını söyledi.
Reuters’in sorularını yanıtlayan İsrail ordusu, operasyonlarda “çok sayıda silah” bulunduğunu, kaçakçılık girişimlerinin engellendiğini ve “ilerleyen terörist faaliyetlere karışan düzinelerce şüphelinin” yakalandığını söyledi, ancak daha fazla ayrıntı vermedi.
Açıklamada İsrail ordusunun “İsrail’i ve vatandaşlarını korumak için Suriye’nin güneyinde operasyon düzenlediği” belirtildi. İsrail, kendi rızası olmadan sınıra yakın herhangi bir önemli Suriye askeri ya da istihbarat varlığına karşı hava saldırısı tehdidinde bulundu.
İsrail, Esed’in devrilmesinden sonra ele geçirdiği Cebelu’ş Şeyh’teki (Hermon Dağı) yeni karakolunu bölgeyi gözetlemek için kullanıyor. İsrail Savunma Bakanı Israel Katz geçen ay yaptığı açıklamada İsrail’in burayı terk etmeyeceğini ileri sürdü.
Suriyeli güvenlik analisti Wael Alwan, “Gazze’nin kuzeyi ve Lübnan’ın güneyinde olduğu gibi İsrail şimdi de Suriye’nin güneyinde daha geniş bir askerden arındırılmış bölge uyguluyor” dedi.
Suveyda olayları İsrail’in elini güçlendirdi
İsrail’in pozisyonu, Suveyda’da geçtiğimiz dönem yaşanan gelişmelerle güçlendi. İsrail’in desteklediği Dürzi liderler bağımsızlık ve Golan’dan Suveyda’ya uzanan bir “insani koridor” açılması çağrısında bulunarak Şara’nın Suriye topraklarının kontrolünü merkezileştirme vaadine meydan okudu.
İsimlerinin açıklanmasını istemeyen iki üst düzey Dürzi yetkili, Suveyda çatışmalarından bu yana İsrail’in dağılmış Dürzi grupların birleşmesine yardımcı olduğunu ve onlara silah ve mühimmat da dahil olmak üzere askeri malzeme temin ettiğini söyledi.
İki Dürzi komutan ve Batılı bir istihbarat kaynağı, İsrail’in yaklaşık 3.000 Dürzi milisin çoğunun maaşlarını da ödediğini söyledi.
Görüşmeler hakkında bilgi sahibi Suriyeli bir yetkiliye göre Suriye Dışişleri Bakanı Esad Şeybani, Paris görüşmelerinde “koridor” olasılığını reddederek bunun Suriye’nin egemenliğini ihlal edeceğini söyledi.
İsrail, İçişleri Bakanlığı güçlerinin Suveyda’da kontrol noktaları kurmasına izin vermeyi kabul etti.
Suriyeli yetkili “Her iki taraf da ortak zemin arayışında” dedi.
İsminin açıklanmaması kaydıyla konuşan yakın bir yardımcısına göre Şara, ordusunun ne kadar zarar verebileceğinin farkında olarak güney komşusunu kışkırtmamaya kararlı: “Çatışmadan kaçınmak, yeniden inşa etme ve yönetme planının merkezinde yer alıyor.”
Eski bir Türk diplomat ve Suriye uzmanı olan Erdem Ozan, Şara’nın yatırımcılardan, Körfez’deki hayırseverlerden ve Washington’dan ekonomik yardım ve yeniden inşa desteği almak için görüşmeleri hızlandırabileceğini söyledi.
Ozan, “Şara’nın ekonomik yardımlara odaklanması onu pragmatik tavizlere itebilir ama bunu destekçileri arasındaki meşruiyetini korumakla dengelemesi gerekecek” dedi.
Ozan’a göre tavizler arasında Kürtler ve Dürziler de dahil olmak üzere bölgesel gruplara daha fazla özerklik verilmesi ve Suriye’nin İsrail ve Ürdün sınırlarının askerden arındırılması yer alabilir.
Kaynak: Mepa News, Reuters