HADES’TEN DE TAHARET       

Haram aylardan biri olan Zilhicce’nin ilk 10 günlerindeyiz. Dilerim bu günlerin ruhaniyeti aklımızı başımıza getirir ve biz de ömrü bereketlilendirilenlerden oluruz. Öyle olanlardan olmak için, önce “def-i mazarrat celbi menafiden evladır” kuralı gereğince, Hüsn’e ulaşmak için Gubuh’dan uzaklaşmak gerek. Ellerimiz i Allah’a uzatmadan önce necasetten teharet gerekir.

Domuz murdardır, şarap necis’tir mesela. Murdar Genellikle haram yoldan kazanılmış parayenmesi haram olan hayvanlar ya da ahlaken bozulmuş insanlar için kullanılır.. Mesela siyaset, ihale, kongre de murdar olabilir. Necaset, Necis, kan, idrar, dışkı, alkol gibi şeyler necis kabul edilir. Necis olan bir elbise ile namaz kılınmaz mesela, Pis Temizin olmayan. Bir şeyi ifade eder. Kir maddi anlamda yüzeyde biriken, temiz olmayan madde demektir.

Hades” sözlükte “görünmez” demektir. Namaz, Hac gibi, İbadet maksadı ile Allah’ın huzuruna çıkma konusunda “Setr-ül Avret” denilen, kadın olsun, erkek olsun vücudun şer’an/dinen örtülmesi gereken yerlerini setretmek / örtmek, demektir. Ayrıca insanın bedeni ve ibadet ettiği yer ile üstünde, elbisesinde Necaset bulunmaması gerekir. Burada “Teharet” iki türlü olarak ifade edilir. Birincisi, bilinen, kaba bir kir, pislik, bu tür, bu anlama gelen “Necis” şeyin bulaşmış olmasıdır. 2.si ise “Hadesten teharet” olarak tanımlanan, görünmeyen mânevî (hükmî) kirliliği ifade eder. Mesela çalınan bir elbise ya da seccade üzerinde namaz kılınmaz. Onda görünmeyen bir kir vardır.

Cebinde “rüşvet parası” varken de namaz kılınmaz ve o para ile Hac’ca da gidilmez. Kumar parası ile de öyle. İhaleye hile karıştırılarak elde edilen kazançla alınan hiçbir şeyde, hayır ve bereket olmaz. Onunla Allah’ın huzuruna da çıkılmaz. Hades’ten teharet bu kirlerden arınmayı da kapsar. Oturduğun makama torpille gelmişsen, haksız bir karara imza atan bir hakimsen, savcıysan o günah devam ederken ve orada otururken yan odada Allah’ın huzuruna çıkıp dua ediyorsan, o dua o kişi için belaya ve mahrumiyete dönüşür. Allah’ın huzurunda “adil şahidlik”ten söz edecek, “ölçüyü-tartıyı doğru tutmak”tan söz edeceksin, sonra gidip aksini yapacaksın! Bunu ister kendi menfaatin, ister amirinin emri ile yap, doğrudan suçlu ya da suça, suçluya yardım / yataklık etmekten yargılanacaksınız. Kız kardeşinin mirastaki payını vermeyecek, gidip camiye yardım edeceksin. Olmaz! Çalışanından ya da patronundan çaldığın 1 liraya karşılık, 1 milyon liralık cami yaptırsan, okul yaptırsan, o 1 liralık kul hakkı, ona karşılık olmaz. Hele o yaptırdığın hayır gibi görünen işte gösteriş, ya da dolaylı bir rüşvet varsa, haram paranın bir bölümü ile hayır yaparmış gibi gözükenler sadece kendilerini kandırıyorlar. Haram para ile zekat da verilmez, hayır da yapılmaz. “Kem alat ile kemalat olmaz”.

Bu Hades’ten Teharet konusunu maalesef bir çok kişi bilmiyor, elini yüzünü yıkamanın yeterli olduğunu düşünüyor. O abdest dediğimiz şey, elimizi, ayağımızı, ağzımızı, gözümüzü, kulağımızı yıkarken, başımızı mesh ederken, aslında sadece maddi kirleri yıkamış olmuyoruz. Ağzımızdan haram söz çıkmışsa, ya da haram bir lokma yemişsek, harama bakmışsak, haram bir söz işitmişsek, aklımızdan haram bir düşünce geçmişse,  elimizle harama dokunmuşsak, ayağımızla harama gitmişsek, aynı zamanda, 5 duyumuz ve faaliyetlerimizde kullandığımız organları bu günahların kirlerinden arınarak Allah’ın huzuruna çıkabiliyoruz.

Haram bir iş için yapılan bir toplantıdan çıkıp namaz kılıp sonra haram işlerine geri dönüyorlarsa, o duaları ve ibadetlerinin kendilerine bir faydası olmayacak, ayrıca gazaba davetiye çıkartmış olacaktır. Allah onların işlerini sarp dağlara sardıracak, üstlerine pislik yağdıracaktır.

İlginçdir, “Hades” mitolojide  “ölülere hükmeden yeraltı tanrısı”nın adıdır. Görünmez. O artık ölüler ülkesi tanrısıdır. Zeus yeryüzünü kardeşleri arasında paylaşırken Kendine gökyüzünü, Poseidon’a   denizleri ve Hades‘e yeraltını verir. Ölüler yanında yer altının tüm hazineleri, madenleri Hades‘in olduğu için Romalılar onun adını “varlıklı” yani, “Plüton”  olarak değiştirmiştir. Hades’in 2 eşi ve Zeus‘un kızı “Persephone”dir. Hades ve eşi “Persephone” amansız, “insafsız, yürekleri hiçbir yakarış, hiçbir takdime ya da kurbanla yumuşamayan korkunç tanrılar” olarak bilinir. Kardeşleri :“Poseidon, Zeus, Hera, Hestia ve Demeter.” Ebeveynleri “Kronos” ve “Rhea”dır.  Gigant’lar arasındaki karşıtı “Alcyoenus”dur.

İslam’da Tanrılar, Şeytan’ın farklı yüzleri olarak tanımlandığı için Görünmeyen kirliliği temsil eden bir tanrı’ya atfedilen işlerden dolayı arınmak gerektiği de bu şekilde ifade edilmiş olmaktadır.

Hades’i görünmez yapan, “Kerberos” isimli “görünmezlik miğferi”dir. Hades’in heykellerindeki  Görünüşü “Asa ve taç kullanan, siyah saçlı ve sakallı erkek” şeklindedir. Hades’in ayrıca Adı “bident” olan iki uçlu bir asası vardır. Asanın özelliği ise, bir ucunun hayatı, diğer ucunun ise ölümü temsil etmesidir.

Haram lokma yerken besmele çekemezsiniz. Rakı, şarap içerken, uyuşturucu kullanırken, kumar oynarken, yalan yere yemin ederken, zina ederken, çalarken de, zulmederken de. Bunların hepsi Allah’ın gazabına vesile olan işlerdir.

Yeryüzünde vuku bulan veya başınıza gelen hiçbir musibet yoktur ki, Allah (cc) onu yaratmadan önce o iş  Levh-i mahfuz denilen bir kitapta yazılı olmasın. Kuşkusuz bu Allah’a göre  çok kolaydır. (Ayrıntı için bkz: Hadid 22)

Bu açıdan baktığımızda halimizin ne olduğu ortada. (Nisa 75) ‘de Allah (cc) mealen ne buyuruyor?

“Size ne oluyor ki, Allah yolunda, ayrıca, baskı altına alınıp çaresiz bırakılarak: “Rabbimiz! Ahâlisi zâlim olan şu memleketten bizi kurtar. Bize tarafından bir sahip gönder, bize katından bir yardımcı yolla!diye yalvarıp duran zavallı erkekler, kadınlar ve yavrular uğrunda savaşmıyorsunuz?” Bu emir apaçık ortada dururken, eğer hiçbir şey yokmuş gibi davranmamızda görünen bir kir yok, ama bu sebeble, cahillerden olursak  Allah (cc) başımıza pislik yağdıracağını söylüyor. (Bkz: Yunus 100). (Müdessir 17)de ise, onların işlerini sarp dağlara sardıracağını söylüyor.

Sanırım haram iş ve sözlerle ömürlerini geçiren, yetimi görüp gözetmeyen, “vay o namaz kılanların haline ki” diye başlayan ayetlerden haberleri yok.

Şeytan bizi, iyi niyetlerimizle, bir takım politik gerekçelerle aldatmasın. Şeytan insanları her şeyle aldatmayı deneyecektir, (Haşa) hatta Allah’la bile. İçine Şeytan’ın karıştığı şer şey, her iş, her söz, görünen ve görünmeyen pisliklerle kirlenir. Unutmayalım ki, “cehennemin yolları iyi niyet taşları ile döşelidir.” Bilelim ki, içine Riba karışmış para necis’tir. İçine yalan karışmış söz necis’tir. Haksız elde edilen her ne olursa olsun o şey necistir. Kötü niyetle olan, iyi gibi görünen şey necist’ir. Hile ile elde edilen başarı necis’tir. Algılar üzerinde oynanarak elde edilen kazanım necis’tir. Sahte bilirkişi raporu yapanlar, sahte diploma pazarlayanlar, sınav sorularını çalanlar çevrelerine pislik saçıyorlar. Başkalarının algıları ile oynamak pis bir iştir. Kendi zannını başkalarına kabul ettirmek için, onların algıları ile oynayanların algıları da Şeytan yönetir ve bunun farkına bile varmazlar. Troller de insanları dönüştürmek isterken, kendileri dönüşür de farkına bile varmazlar. (Nahl 63)’de ne deniyordu: “Andolsun Allah‘a ki senden önce de ümmetlere peygamberler göndermiştik de Şeytan, onların yaptıkları şeyleri bezemiş, hoş göstermişti onlara ve o, bugün de dostudur onların ve onlara elemli bir azap var”. (Enfal 48)’de ne deniliyordu: “Şeytan onlara işlediklerini güzel gösterdi ve “Bugün insanlardan sizi yenecek kimse yoktur; doğrusu ben de size yardımcıyım” dedi. İki ordu karşılaşınca da, geri dönüp, “Benim sizinle ilgim yok; doğrusu sizin görmediğinizi ben görüyorum ve şüphesiz Allah’tan korkuyorum, Allah’ın azabı şiddetlidir” dedi.” Evet onları kalpleri katılaşmış, Şeytan onlara yaptıkları pis işleri güzel göstermişti! Allah işlerinde  ahireti hesaba katmadan dünyevi menfaat, heva ve hevesleri uğruna bir şeyler yapanlara yaptıkları işleri süsledi, o yüzden onlar körelmiş bir vaziyette bocalayıp dururlar.

Ama birileri Necis olan bir çok şeyin üzerine “Tahir/ Helal” etiketi yapıştırarak pazarlıyor. Kimileri Şeytani projeleri, Fıtri olan, ıslah edici projeler olarak pazarlıyorlar. Kimileri insin Şeytan’larını, kurtarıcı diye tanıtıyor. “Islah edici” olarak tanıtılan bir çok kişi aslında “bozguncu”dur. (Bakınız: Bakara 11)

Dünyayı Küfür, Şirk, Riba, Fuhuş,  cinayetle kirletenler, kendilerini ıslah ediciler olarak tanıtmaya devam ediyorlar. Havayı, suyu, toprağı kirletenler, çevreci olarak ortalıkta dolaşıyor. Katiller, caniler, zalimler, kendilerini insan hakları savunucusu gibi gösteriyorlar.

Her türlü pislikten, necis ve murdar olan, yasaklanmış ve lanetlenmiş, kişi, söz ve eylemlerden uzak duralım. Lanetlenmiş ve taşlanmış Şeytan bizi böyle bir vadiye çağırıyor.

O damarlarımıza zerkettikleri mRNA’lar Necis’tir mesela. Hades Şeytanının pisliğini damarlarımıza zerkettiler. PCR’leri de Hades’in pis işlerindendi. Hades’in çocukları şimdi de Chemistrail ile başımıza pislik yağdırıyorlar. İstanbul sözleşmesi, Toplumsan cinsiyet, GENDER, 5G, hepsi Hades’in pis işlerinden.

Kimse yaşadığı zamanı, toprağı, içinden geldiği halkı ya da ülkeyi, ne lanetlesin ve ne de kutsasın. Her zaman, her yerde, her ülke ve her halk içinde, akıllı, dürüst, cesur ve erdemli insanlar olduğu gibi, ahlaksız, cahil, zalim, korkak insanlar da vardır. Biz haklılardan yana, mazlumlardan yana, akıllı, dürüst ve cesur insanlarla olalım, insanları Hakka ve hayra çağıralım inşallah. Selam ve dua ile.

ABDURRAHMAN DİLİPAK 

İSLAMİ HABER  “MİRAT”  -YOUTUBE- 

YAZARIN DİĞER YAZILARINA ULAŞMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ 

Başa dön tuşu