Modern İnsan ve Yaratıcıya Karşı Sorumlulukları

Modern insan, yaratıcıya karşı sorumluluklarını sorgularken, ölüm gerçeğini göz ardı etme eğilimindedir. Bu durum, yaşamın anlamını sorgulamaya neden olmaktadır.

Modern dünyada, güç sahiplerinin ilahi tavsiyelere ne ölçüde uyduğu üzerine tartışmalar sürmektedir. İnsanlık tarihi, ilk aldanışla başlamış ve bu durum günümüze kadar devam etmiştir.

İlk insan Âdem’in ölümsüzlük vaadiyle ikna edilmesi, günümüz insanının da benzer bir yanılsama içinde olmasına yol açmıştır. Modern insan, bu dünyada kalıcı olma arzusuyla hareket etmekte ve ölümü inkar etmeye çalışmaktadır.

Günümüzde ölüm, sosyal medyada görmezden gelinen bir konu haline gelmiştir. İnsanlar, yaşamı dolu yaşama çabası içinde, geleceği düşünmeyi ihmal etmektedir.

Biyoteknoloji ve yapay zeka gibi alanlardaki gelişmeler, insanın bedenini bir makine gibi görmesine neden olmaktadır. Ebedi yaşam, manevi bir hedef olmaktan çıkmış, teknik bir mesele olarak ele alınmaya başlanmıştır.

Modern insan, hayatın her anını tüketme isteğiyle, ahireti yok saymanın yollarını aramaktadır. Para ve güç, ölüm karşısında bir tür dokunulmazlık hissi yaratmaktadır.

Bu durum, insanın kendi acziyetini kabul etmemesi ve yaratıcıya karşı bir meydan okuma olarak değerlendirilebilir. Ölüm gerçeğini yok saymak, bir nevi yaratıcıya karşı haddini aşmak anlamına gelmektedir.

Modern insan, hayatın her yönünü kontrol etme çabası içinde, yaratıcıya olan ihtiyacını unutur hale gelmiştir. Ancak bu durum, insanın gerçekliğini sorgulamasına neden olmaktadır.

Teknolojik gelişmeler, insanı yaratıcı güce eşdeğer bir konuma yükseltme arzusunu doğurmuştur. Ancak, varoluşun mutlak düzenini kurma yeteneği yalnızca yaratıcıya aittir.

Ölümsüzlük arayışı, insana ait bir tutku olsa da, bu tutkunun doğru adresi fani olan bu dünya değildir. Modern insan, ölümü bir son olarak görmek yerine, onu bir geçiş olarak kabul etmelidir.

Hayatı, yaratıcı tarafından belirlenen sınırlar içinde görmek, insanın kalbini sükunete erdirebilir. Ölümü hatırlamak, hayata daha sıkı sarılmayı sağlar.

Bu çağın insanı, sadece bilimle değil, maneviyatla da sürenin kısalığını idrak etmelidir. Aksi takdirde, geçmişte yaşanan hataları tekrarlama riski taşımaktadır.

Sonuç olarak, modern insanın tercihleri, yaratıcıya saygı duymakla ya da kibirle hareket etmek arasında şekillenmektedir.

Başa dön tuşu